16 Şubat 2012 Perşembe

KARA KEMAL Kimdir?

0 yorum
 

Kara Kemal Posta idaresinde memur olarak görev yaptığı dönemlerde İttihat ve Terakki’ye girmişti. İttihatçılar arasındaki ismi Küçük Efendi idi. Büyük Efendi’nin Talat Paşa olduğu göz önünde bulundurulursa, Kara Kemal’in Küçük Efendiliği cemiyet içindeki güçlü konumunu göstermekteydi. Daha İttihat ve Terakki’nin 1909 kongresinde ön plana çıkmayı başarmıştı. Nitekim, 23 Ocak 1913 tarihinde yapılan ve İttihat ve Terakki’ye yeniden iktidar kapısını açan Babıali Baskını’nın hazırlayıcıları arasında o da vardı.

Kara Kemal İttihat ve Terakki’nin İstanbul İl örgütü başkanı ve merkezi umumi üyesiydi. Bu niteliğiyle parti içinde ve genel merkez nezdinde önemli bir gücü vardı. İttihat ve Terakki’nin iktisadi alanda hayata geçirmeye çalıştığı Milli İktisat politikasının uygulayıcıları arasında yer alıyordu. Bu bağlamda Anadolu Milli Mensucat,Milli KantariyeMilli Ekmekçiler Şirketi, Milli İktisat Bankası gibi birçok yerli şirketin kuruluşunu sağlamış, bütün esnaf örgütlerini de bir araya getirmeyi başarmıştı. Diğer yandan bir dönem Avusturya’ya başka bir dönemde ise Rumlara yönelik ticari boykot kampanyalarının düzenlenmesinde Kara Kemal öncü rol oynuyordu.

Savaş yıllarında bir takım yolsuzlukların ve savaş zenginlerinin ortaya çıkması İttihat ve Terakki iktidarını hem rahatsız etmiş hem de sarsmıştı. Birçok malın piyasada bulunamaması veya fahiş fiyattan satılıyor olması iktidarı tedbir almaya zorlamıştı. Sonuçta İaşe Nezareti kuruldu ve başına Kara Kemal getirildi. Kara Kemalburada, bilahare İzmir suikastı davasında yargılanacak, Kör İhsanMahmut Şevket, Baytar RasimSarı Efe Edib gibi kişilerle birlikte çalışmıştı. İstanbul’daki bütün esnaf örgütlerine hâkim bir konumda bulunduğundan iaşe işleri tamamıyla ondan soruluyordu. Bir taraftan da, nazır olması sebebiyle kontrolünde bulunan şirketleri, bir tür vakıf oluşturmak suretiyle idare ediyordu.

Birinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde Talat Paşa hükümeti istifa etmiş, başta Talat, Enver ve Cemal Paşalar olmak üzere ileri gelen İttihatçı liderler yurt dışına gitmişlerdi. Mondros mütarekesi ve İstanbul’un işgali sonrasında, İstanbul’da kalan İttihat ve Terakki mensupları için hayat zorlaşmıştı. Nitekim daha 1918 Kasım’ında, Ahmet İzzet Paşa hükümetinde henüz İttihatçı bakanlar varken, Kara Kemal en ihtilalcı adam diye nitelendirilerek tutuklanmışsa da Cavit Bey’in araya girmesiyle salıverilmişti. Giderek İngilizler savaştan sorumlu gördükleri bazı İttihatçıları tevkif etmeye başlamışlardı. Bu arada Damat Ferit Paşa hükümetleri deKara Kemal’in kontrolündeki şirketleri devletleştirdi.

Zor günlerin yaşandığı bu dönemde, Kara KemalAlbay Kara Vasıf Bey ile yaptığı bir görüşmede ona, yurt dışına çıkmadan önce Talat Paşa’dan aldığı bir talimat gereği Karakol adlı bir cemiyetin kurulmasından söz etti.Kara Vasıf Bey fikri büyük bir memnuniyetle karşıladı. Bu şekilde ülkede kalan ittihatçılar varlıklarını koruyabileceklerdi

Karakol teşkilatının kurulmasına bu şekilde karar verilince kadro oluşturulmaya başlandı. Kara Kemal ve Kara Vasıf’ın yanında, ilk planda, eski İttihatçılardan emekli Yüzbaşı Baha SaidAli Çetinkaya (bilahare İzmir suikastı davasının mahkeme başkanı olacak), Yenibahçeli ŞükrüÇerkes ReşitRefik İsmail ve Sevkiyatçı Rıza’yı teşkilata aldı. Daha sonra Karadeniz Boğazı Kumandanı Albay Galatalı ŞevketEski Kafkas Fırkası Kumandanı Kemalettin Sami, Albay Edip Servet, Piyade Yarbay Rıza Beyler teşkilata katıldı.

Teşkilat, ülkenin kurtuluşu için oluşan milli silahlı güçlere yardımcı olmayı hedefliyordu. Teşkilatın nizamnamesini Kara Vasıf Bey hazırlamıştı. İstanbul ile Anadolu arasında irtibat temini için Kocaeli mıntıkasında bir menzil teşkilatı kurulmuştu. Bu sayede Anadolu’ya geçeceklerin işleri kolaylaştırılacaktı. Karakol teşkilatı bu çerçeve dâhilinde milli mücadele yıllarında Anadolu’yu insan, cephane ve silah bakımından desteleyecek tarzda faaliyetlerde bulundu. Fakat Mustafa Kemal Paşa, üyeleri arasındaki İttihatçı ağırlığı göz önünde bulundurarak ve yönetimde iki başlılık istemediğinden, teşkilatın faaliyetlerine çok sıcak yaklaşmamıştır.

18 Mart 1920 tarihinde Kara Kemal, birçok vatansever gibi, İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Örgütçü kişiliğini burada da göstermeyi başarmış ve adadan bir kaçış planı hazırlamıştı. Nitekim 6 Eylül 1921 tarihinde 15 kişi ile birlikte Malta’dan kaçmayı başardı. 2-3 ay kadar Almanya ve Avusturya’da kaldıktan sonra İstanbul’a geri döndü. Damat Ferit hükümetlerinin çıkardığı devletleştirme kanununun süresi dolduğu için şirketleri geri aldı. Şirketlere özel bir statü veriliyor ve yarısı vakfa, yarısı ise şahıslara ait görünüyordu.

Kara Kemal İstanbul’da bu tür bir faaliyet içinde iken Milli Mücadele sona ermiş ve Kurtuluş Savaşı kazanılmıştı. Öteden beri sürdürdüğü faaliyetler Kara Kemal’i eski İttihatçıların lideri pozisyonuna sokuyordu. Nitekim Şirket işlerini yürüttüğü Sirkeci Mesadet Hanı’ndaki bürosu bir nevi parti merkezi gibi çalışıyor, pek çok eski İttihatçı buraya gelip gidiyordu.

Kara Kemal eski İttihatçılarla Atatürk arasındaki ihtilafı gidermek amacıyla İzmit’te Atatürk’le 17/18 Ocak 1923 tarihinde buluşmuştu. Buluşma sırasında Atatürk Kara Kemal’den İttihat ve Terakki’nin ne yapmak istediğini, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini sormuştu. Kara Kemal cevap olarak İttihat ve Terakki’nin darmadağın olduğunu, önde gelenlerden bir kısmının hayatını kaybettiğini, hayatta olup da önde gelen liderlerin farklı yerlerde bulunduklarını, bu sebeple onların düşüncelerini bilmediğini anlattı. Sonra da kendisinin milli mücadelenin tamamıyla yanında olduğunu ilave etti. Kara Kemal’e göre ülke idaresi vatanı kurtarmış olanlar, özellikle de Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmeliydi. İttihat ve Terakki’nin vatanı kurtaranlara karşı ancak destek duyguları olabilirdi. 

Mustafa Kemal PaşaKara Kemal’i dinledikten sonra şöyle konuştu: “İyi ama bunlar yalnız senin düşüncelerin, bakalım arkadaşların da aynı kanaatte midirler? Onlarla görüş, bana sonucu bildir.

Atatürk’le olan bu görüşmesinden sonra Kara Kemal İstanbul’a döndü. Atatürk’ün diğer İttihatçıların görüşünü öğrenip bildirmesi yönündeki talebi doğrultusunda arkadaşlarını toplamak için girişimlere başladı. Sonuçta meseleden haberdar olan İttihatçılar eski Maliye Nazırı Cavit Bey’in evinde toplandılar. Toplantıya Cavit Bey başkanlık etmişti. Kara Kemal Atatürk’le yaptığı görüşmeyi anlatıp bu toplantıdan çıkacak kararın kendisine iletileceğini bildirdi..

Görüşmeler hemen tamamlanmadığı için ertesi gün yeniden bir araya gelen eski İttihatçılar bir durum değerlendirmesi yapmışlar ve Atatürk’e şöyle bir cevap verilmesini kararlaştırmışlardı: “Eskiden İttihat ve Terakki'ye bağlı olan arkadaşlar Anadolu örgütüne karşı değildirler. Mustafa Kemal Paşa isterse İttihat ve Terakki’nin başına geçsin, örgüt yeniden kalkındırılsın, isterse başka bir örgüt kursun, isterse Cumhurbaşkanı olsun, bizim bu konularda hiçbir karşı koymamız yoktur. Ayrıca İttihat ve Terakki’yi diriltmek ve çalıştırmak düşüncesinde değiliz. Yapılacak seçimlerde kendimiz için hiçbir mebusu istemiyoruz. Mustafa Kemal Paşa isterse içimizden istediklerini mebus alır. Seçimlerde muhalefet yapmayacağımız gibi İstanbul gibi örgütünü az çok koruyan yerlerde Anadolu’nun adaylarına yardım etmeye de hazırız.”

Cevap yazısını alan Mustafa Kemal Paşa, İttihatçıların iyi niyetinden memnunluk duyduğunu belirtip, seçimlerde yardıma ihtiyacı olmadığını, İttihatçıların da bir şeye katılmamaları gerektiğini belirtmişti.

1926 Haziranı’nda Atatürk’e yönelik İzmir suikastı girişiminde İstiklal Mahkemesi Kara Kemal’i de suikast sorumlular arasında görmüş ve tutuklanmasına karar vermişti. Fakat Kara Kemal tutuklanmadan saklandı. Hakkında gıyaben idam kararı verildi.

Yorum Yazın

 
| UÇURUM DİZİSİ İZLE | UÇURUM SON BOLUM İZLE | Kurt Kanunu Dizisi izle | KURT KANUNU SON BOLUM İZLE | USTURA KEMAL İZLE | USTURA KEMAL SON BOLUM İZLE | Yabancı Dizi Fragmanları | Yabancı Dizi Önerileri | HayatDevamEdiyor izle | Hayat Devam Ediyor Dizisi |